TÜM DÜŞÜNÜRLERİ ÖLDÜRDÜLER
Tüm düşünürleri öldürdürler. Dinlerin tarihiyle başlayan bir silsile, insanları yüzyıllardır meşgul ediyor. Bu meşguliyet dinlerin liderlerine, onların yardakçılarına ve krallara ve politikacılara yüzyıllardır güç veriyor. İnsanlar öncelikle dünyaya çıplak geliyor sonrasında isim kazanıyor. Şan, şöhret, iş, başarı, tamamlanma çabası içerisinde büyüyor, bu ona telkin ediliyor. Sonrasında isimler, dinler, mezhepler, sınıflar, bölgeler ve daha bir çok nicelik ile sınırlandırılıyor, sınıflandırılıyor. Bu sınıflama bizleri kategorize edip, yöneltilmemizi kolaylaştırırken, özgürlüğümüzden de büyük şeyler götürüyor. Düşünmemiz bir yandan istenmiyor, öte yandan eğitim her geçen gün ellerinden geldikçe kötüye götürülüyor. Profesörler birer cacık, kendi dünyalarında tek bir noktaya uzmanlaşmışlar. Pek azı iyi öğrenciler yetiştiriyor. Bu öğrencilerde halkın geride kalanları için konuşmuyor. Dünyayı yöneten, kaymak tabakanın içerisine karışıyorlar. Halk ise bu esnada bu kaymak tabakadan biri ol